26 Haziran 2012 Salı
HAYAT OYUNU
İnsanlar çocukluklarından başlayarak işlerinde ve özel yaşamlarında oyunlar oynarlar. Bazıları hayatı
tümüyle bir oyun olarak görürler. Onlara göre doğmak, adeta sahneye çıkmak ve kendine biçilmiş rolleri
oynamaya başlamaktır. Kimileri bu biçilmiş rolleri mutlulukla benimserken kimileri de bunları reddederek
kendilerine yeni roller belirlemeye ve yeni senaryolar yazmaya çalışırlar.Bu kişiler yeterince istek, çaba ve
disiplin gösterirlerse çoğu kez bu yeni rollerinde de başarılı olurlar.
Çocukluktaki oyunların ötesinde, yaşamın ileri aşamalarında okula gitmek, iş bulmak, iş kurmak, evlenmek,
ev ya da araba almak da gerçekte birer oyundur. Hepsi düşünülür, tasarlanır, yaşanır, sonuçta kazanılır ya da
kaybedilir. Oyunlardan dersler çıkarabilenler bir sonraki oyunda daha deneyimli olurlar ve daha etkili sonuçlar
elde edebilirler.
İş ortamlarında ürün ve hizmetler üretmek,insanları yönetmek,müşteri bulmak ve isteklerini karşılamak,para,
güç ya da saygınlık kazanmak da hayat oyununun parçalarıdır. Büyük oyun içindeki küçük oyunlardır.
Kurallarına göre oynandığında, gerekleri tam ve zamanında yerine getirildiğinde oyun kazanılır. Kuralları
bozanlar, oyunu doğru oynamayanlar da kaybederler, oyundan çıkarılırlar.
Akıllı ve etkili insan; kaderini kendi belirleyendir, yaşam oyununda kendi iplerini elinde tutandır.
Düşüncelerini, sözlerini, eylemlerini, alışkanlıklarını kontrol ederek ve kişiliğini geliştirerek kaderini, diğer bir
ifadeyle hayattaki rolünü kendi yazandır.Akıllı insan, sahnede dilediğince oynayan, kendi yazdığı tiradı okuyan,
gerektiğinde doğaçlama yapabilen insandır, ipleri başkasının elinde olan kukla değildir.
Şevket KOÇAK
Rixos Al Nasr Hotel Executive Housekeeper