Sayfalar

Translate

22 Temmuz 2012 Pazar

MÜKEMMELLİK BİR ALIŞKANLIKTIR

Bir gülümsemenin, başımızla selam vermenin ya da dostça bir kaç kelime etmenin kişiler üzerinde ne kadar rahatlatıcı, ne kadar olumlu bir etkisi olduğunu unuttuk. Çevremizdekilerle etkileşime girmemek için yüzlerce sebep buluyoruz kendimizce. Zamansızlık, ilgisizlik, reddedilme korkusu, hata yapma korkusu, bilinmeyenden korkma ya da belki o kişinin/kişilerin farkına varmama... Beyinlerimiz, onlarca dosyanın açık olduğu bilgisayarlar gibi. Hatta bir kısmı hata mesajı bile veriyor: Yetersiz bellek! ve kendiliğinden kapanıyor. Bu yoğunlukta bir de başkalarına mı vakit ayıracağız? Kendimize bile zaman bulamıyoruz. İkna olmak ne kadar kolay öyle değil mi? Son derece gerçekçi duruyor sebeplerimiz. Oysa ki yürürken yüzünüzde oluşacak bir gülümseme eşliğinde başınızla selam vermek belki 10 saniye bile sürmez. O yüzden bahanelere sığınmayı bırakıp, gerçeklerle yüzleşelim. Duymak, görmek, okumak yetmiyor. Yapmak gerekiyor. Aristo’nun da dediği gibi: ”Bizler sürekli olarak ne yapıyorsak oyuz.Bu durumda mükemmellik bir fiil değil, bir alışkanlıktır.”